Dünyanın en saygın Türkolog ve doğubilimcilerinden ve Türk Dil Kurumu şeref üyesi Edward Tryjarski 1923’te Polonya-Varşova’da doğdu. Varşova Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden sonra, Osmanlı Dönemi Türkçesi öğrenmeye başladı. 1948'de Polonya Yabancılarla İlişkiler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Sorunları Okulu'nda asistan olarak çalıştı; okulun kapatılmasıyla editörlüğe yöneldi.
Polonya'daki Ermenilerin kullandığı Kıpçak Dilini ele alan The Kipchak Dialect of Polish Armenians adlı tezini bitirdi. Dört kitaptan oluşan Ermeni Kıpçakçası sözlüğü ve belgeleri dünya genelinde tanınmasını sağladı. 1974’de profesör unvanını elde etti. Türk kavimlerin kültürüyle derinlemesine ilgilenen bu biliminsanı, Peçenekler ve Proto-Bulgarlar, Avrupa’daki taş babalar, Türklerin defin gelenekleri gibi konuların çözümlenmesi ve yorumlanmasına girişti. Türkoloji çalışmalarına paha biçilmez katkılarda bulunan Tryjarski, kuramsal dilbilim çalışmaları yanında etnografya, sosyoloji, tarih, ilahiyat ve gündelik hayat açısından önemli metinler yayımladı.
T'u-küeler dendi onlara ilk başta… Orta Asya’nın bozkırlarından ve Altay’ın dağlarından doğdular. Çin’den Güney Sibirya’ya, Afganistan’dan Anadolu’ya ve hatta bu kitabın yazarının ülkesi Polonya’ya kadar gittiler. Altaylılar, Beltirler, Çuvaşlar, Gagavuzlar, Karaimliler, Kırgızlar, Tengirler, Tuvalılar, Uygurlar… Sayısız coğrafyada sayısız adlarla anıldılar. Şamanist, Lamaist, Maizist oldular, Hıristiyanlıkla İslamla tanıştılar. Hayata ve ölüme dair benzer tavırlar geliştirdiler; sadece dillerini değil, bu tavırlarını da gittikleri yerlere taşıdılar. Hangi inanç sistemine dahil olurlarsa olsunlar, ölüm gelip yurt’un kapısını çaldığında geçmişleri onları dürttü, ortak bir sezginin etkisiyle hareket ettiler. Ölüm yolculuğuna tedarikli çıktılar; öbür tarafın çayırlarında koşturabilsinler diye, atlarıyla gömüldüler; erkekler oklarıyla, mızraklarıyla, tütünleriyle, kadınlar en güzel elbiseleriyle, kulak temizleme kaşıklarıyla, dikiş iğneleriyle… Çocuk ölülerini ise ağaç dallarına astılar. Zaman geldi ölülerini terk ettiler, ölümü terk eder gibi. Zaman geldi onları bir değil, birkaç defa gömdüler. Ölülerini beslediler. Yakılarak gömülmeyi şeref addettiler, yoksullar bu şerefe nail olamadı. Dost düşman görsün diye, liderleri için anıt mezarlar diktiler. Uzun yaşayan ihtiyarlardan işkillendiler, hele de 80’ini devirenlerden… Başlarına gelen felaketleri ölülerin huzursuz ruhlarından bildiler. Ruhların öfkesini yatıştırabilmek için dualar ettiler, kurbanlar sundular. Gaipten haber alabilmek için cansız gözlerine baktılar saatlerce. Mezarlara tahıl taneleri ve içki serptiler.
Edward Tryjarski, Türkler ve Ölüm kitabında, Türk halklarının ölüm ve yaşam hikâyesi etrafında örülen tarihini bir roman akıcılığında, muhteşem tasvirler eşliğinde anlatıyor. İnsanı şaşkınlığa düşüren, kederlendiren, ama bir o kadar gülümseten, eşi benzeri olmayan bir hikâye.
Garanti Kredi Kartları
İşbank Kredi Kartları
Halkbank Kredi Kartları
Denizbank Kredi Kartları
Türkiye Finans Kredi Kartları
Vakıfbank Kredi Kartı ile Ödeme
Yapıkredi Kredi Kartları
Finansbank Kredi Kartları