(1930-2004). Fransız filozof. Cezayir’de doğup büyüdü. Lise eğitimi için Paris’e gitti, Ecole normale supérieure’e (ENS, Yüksek Öğretmen Okulu) girip felsefe eğitimi aldı, Louis Althusser ve Michel Foucault gibi filozofların öğrencisi oldu. Yüksek lisans tezi için Husserl Arşivi’nde çalıştı. Daha sonra aldığı bir bursla ABD’de Harvard’a gitti. Dönünce önce Sorbonne’da, ardından ENS’te asistan oldu. 1984’te Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales’de (Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu) profesör olarak dersler vermeye başladı. Uluslararası Felsefe Okulu’nun kurucuları arasında yer aldı ve ilk başkanı oldu. Çok sayıda Amerikan üniversitesinde dersler ve konferanslar verdi; “yapıbozum” başlığı altında topladığı düşüncesi bu dönemde özellikle ABD’de geniş yankı buldu.
Derrida filozofların yanı sıra edebiyatçılarla ve eleştirmenlerle de temas içinde oldu. Siyasal tutumuyla öne çıkmamış olsa da Mayıs 68 olaylarına katıldı, Fransa’da felsefe eğitiminin iyileştirilmesi için bir araştırma grubu kurdu ve Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığına karşı çıktı.
İnsan bedeninin girişlere, sızmalara açık geçirgen doğasını düşünürken akla gelen fiillerden biri: zerk etmek. Felsefe tarihi, insan bedeniyle birlikte ruhunun da deva bulmak, şifaya kavuşmak için eczaya ihtiyacı olduğunu söyleyen filozoflarla dolu, Sokrates’in hilafına. Sonu gelmez tartışmalara yol açan bu mesele Platon’un Phaedrus’unda açığa çıkmıştır. Derrida, bu tartışmaya, mitle felsefenin iç içe geçişini vurgulayarak sıra dışı bir katkıda bulunuyor: Yazı mitolojinin ve felsefenin dediği gibi ruha zerk edilen bir zehirse söz nedir? Sözün suç ortağı yazı! Söz de ruha zerk edilmiyor mu? Söz de yazı da doğaya kafa tutuşun ta kendisi değiller mi? Bedeni ve ruhu da olağan seyrinden uzaklaştırmıyorlar mı? Acılarını dindireyim derken onları zehirlemiyorlar mı?
Sözü Jacques Derrida’nın Platon’un Eczanesi’ni Türkçeye kazandıran Zeynep Direk’e bırakalım: "Bugün Platon’un Eczanesi’ni sadece yorumlama pratiği, Platon’un metninin dramatik sunumuna, kavramsallığına, hareketine gösterdiği dikkat için bile sevebilirdik. Üstada göre okuma da bir yazmadır; okur metne kendi ipliğini katmadan onu bir anlamda dokumadan okuyamaz. Bu yüzden bir metnin tek bir anlamı olamaz; her iplikle, her okurla anlam da çoğullaşır."
Garanti Kredi Kartları
İşbank Kredi Kartları
Halkbank Kredi Kartları
Denizbank Kredi Kartları
Türkiye Finans Kredi Kartları
Vakıfbank Kredi Kartı ile Ödeme
Yapıkredi Kredi Kartları
Finansbank Kredi Kartları